Netflix’i Ne İzlesem Türk? Bir İzmirli’nin Karar Verme Krizi
Her gün aynı soruyu soruyorum: Netflix’i ne izlesem Türk? Gerçekten, bu soru her akşam beni sabaha kadar düşündürebilecek kadar derin bir soru. Çünkü izlediğim her şeyin sonunda kendime bu soruyu soruyorum. Ve her seferinde bir belgesel veya dizi seçmek yerine, 40 dakika boyunca Netflix’in önerilerini izleyip kararsız kalıyorum. Sonunda “Bir şeyler bulurum, en kötü 15 dakika sonra kapatırım” diyerek başlıyorum. Ama her defasında hikaye aynı… Bir şeyler bulamıyorum ve hayatımın en değerli 15 dakikasını harcıyorum.
1. “Tamam, Bugün Türk Dizi İzleyeceğim” dedikten Sonra
Netflix’te gezinirken bir yanda “Türk” kategorisine tıklıyorum, diğer yanda içimdeki küçük İzmirli diyorum ki: “Bugün bir Türk dizisi izlemeye karar verdim. Hem kendi kültürümden de bir şeyler görmek lazım.” Evet, doğru tahmin ettiniz. İzmirli olmanın avantajlarından biri, her türlü film veya dizi konusunda üstüme düşeni yapmam gerekmiş gibi hissetmek. Neyse, başlıyorum. Ama tabii, her şey bir süre sonra felakete dönüşüyor.
Birinci Seçenek: Dram Dizisi
Hemen Bir Aile Hikayesi gibi bir drama dizisine göz atıyorum. Dram dedikleri de tam bir duygu seli. Ana karakterin kızı, hayatını kurtarmaya çalışırken bir yanda anneyi ikna etmeye çalışıyor, babaya hesap soruyor, bütün bunlar olurken ben de televizyondan içimden “Evet, bu dünyada her şeyin anlamı kayboluyor galiba” diye geçirebiliyorum. Sonra bir bakıyorum ki, ben de o kadar derinleşmişim ki kendi ruh halimi analiz etmeye başlamışım. “Bugün hiçbir şeyin tadını alamıyorum” diyorum ve hemen Netflix’i kapatıp kendi içimde büyük bir felsefi yolculuğa çıkıyorum. Tebrikler, benden bir izleyici daha kaybettiniz.
İç ses: “Ama o da ne, belki biraz aksiyon?”
2. Aksiyon Dizi Fantezisi
İkinci Seçenek: Aksiyon Dizisi
“Biraz aksiyon izlesem ne olur ki?” diye düşündüm. Hemen Söz gibi bir aksiyon dizisi arıyorum. Tabi bir yanda “Şu adamlara bir iş verin, her yerin altını üstüne getiriyorlar” diye düşünürken, dizinin baş karakteri Kaan, ortalığı yerle bir ediyor. “Aman Tanrım!” diyorum. Ama bir yandan da izlerken çok garip bir şekilde onlara hayran kalıyorum. Neden mi? Çünkü o kadar klişe ki, bana başka bir şey vaat etmiyorlar, tam olarak beklediğim aksiyonun içine atıyorlar. Fakat… Hep aynı soruyu soruyorum: Netflix’i ne izlesem Türk?
İç ses: “Abi bir de şu Kaan’ı çok ciddiye alıyorsun. Çocuk deli gibi vuruyor, ne olacak ki?”
Tabii, aksiyon sahnelerinde her şey güzel, ama sonra araya giren aşk hikayeleri ve yapmacık diyaloglar beni geriyor. Yani hadi, gerçekçi olalım. O kadar aksiyon gördük, biraz da kalp kırıklığı yaşasak. Ama her seferinde bu içerik ciddiyetini kaybediyor.
İç ses: “Gerçekten mi? Aksiyon ve dramı da birleştirip bir Türk dizisinde izlemeyi umuyorsun?”
3. “Hadi Bir Komedi İzleyeyim” Fantezisi
Üçüncü Seçenek: Komedi Dizisi
Neyse, sonunda diyorum ki, komedi izleyeyim. En basiti bu. Ama tabii ki bu kadar basit değil. Bir de bakıyorum, Kalk Gidelim gibi klasikleşmiş bir komedi dizisi buluyorum. Tamam, bana uygun dedim, çünkü İzmirli bir insanın kendini Türk dizilerinde bulması çok da zor değil. Ama hemen bir komedi karakteri bulup kendimle dalga geçiyorum. Yaşamımızın her alanında komik bir şeyler yok mu? Bir bakıyorum ki, aslında bu diziler bana yerel şehrimdeki insanları, komik karakterleri anımsatıyor.
Diziye bakıp kendi hayatımı analiz etmeye başlıyorum: “İzmir’de de tam böyle şeyler yaşanıyor, her şeyin komik olduğu anlar var. Ama bu karakterin tipik İzmirli hali biraz da abartı… Hangi sahne komikti? Benimle dalga mı geçiyorlar?”
Bir yanda komedi yaparken, diğer yanda ne kadar doğru olursa olsun, ben de yapacak bir şey bulamıyorum. Çünkü sürekli derin düşünceler içinde kayboluyorum.
İç ses: “Bir şeyler bulmalıyım ama ne?”
4. Sonuçta Ne İzlemeli?
Evet, sonunda kabul ediyorum: Netflix’te bir şey bulmam hiç de kolay olmuyor. Her dizi başlatmak, sonunda bir içsel çöküşle sonlanıyor. “Bipolar tipik bir düşünce tarzı mı?” diyorum kendi kendime. Çünkü her seferinde diziye başlıyorum ama bir saat sonra “Bu ne ya?” diyerek kendimi boşlukta buluyorum.
Hadi, biraz daha derinden bakmam lazım. Aslında belki de şu soruyu soruyorum: Netflix’i ne izlesem Türk? Ama sonrasında diyorum ki, belki de bir şeyler izlememek daha iyi.
İç ses: “Ama bir Türk dizisiyle gülebiliriz, ne dersin? Kalk Gidelim’den bir şeyler seç.”
Öyle ya, belki de gerçekten basit ama komik bir şeyler izlemek ve sadece gülmek en doğrusu. Hem sonuçta, bir şeyler izlerken aslında hayatı biraz daha neşeli görmemiz gerek.